DOĞA GELİŞİM

ANLAMAK MI? ANLAŞILMAK MI? Hepimizin bir konuştuğu,bir de anladığı-ya da anlamak istediği-bir dili vardır.Ama hiçbirimizin ki tıpkı genlerimiz gibi aynı değildir.Sözcüklerimizi seçerken gösterdiğimiz özen,ne anlatmak istediğimizin ayrıntıları,bunu yaparken neyi amaçladığımız, nereye varacağımız,elde etmek istediklerimiz….ve daha bir çok arzumuzun tek bir amacı vardır: ANLAŞILMAK!.. Ya da DOĞRU ANLAŞILMAK!..Görece olan bizim

BAŞARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Bizi mükemmel olmaktan alı koyan şey nedir? Milton H. Erickson,son dönemlerde olimpiyatlara katılan Amerikalı atıcılarla ilgili önemli bir çalışma yapmıştır. Erickson, atıcılara basit bir soru sormuştu ‘Hedefe attığınızda tam isabet kaydedebilirimsiniz?’Atıcıların hepsi de ‘Evet’ yanıtını verdiler. Arkasından ikinci soru geldi: ‘Arka arkaya iki kez hedefi tam on ikiden vurabilir

ÖFKE SAĞIRLAŞTIRIR, UMUTSUZLUK KÖR EDER.

“Herkes kızabilir,bu kolaydır.Ancak;doğru insana,doğru ölçüde,doğru zamanda,doğru nedenle ve doğru şekilde kızmak. İşte bu kolay değildir.” Aristo Kolay olan çaba istemez,emek istemez,uğraşı istemez.Otokontorülümüzü kaybetmek yeter bunun için.Önce öfke,arkasından da duyduğumuz pişmanlık…Kırar geçeriz o an.Sonuç hiç önemli değildir.Sağ duyusunu kaybetti mi insan,önünde durmamalı.Ne söylenirse söylensin duymayacak,görmeyecek,hissetmeyecek ya da bunların hiç birini